İmplant nedir?
İmplant , temelinde Grade 4 titanyum ile kaplanmış bir vidadır . Yüzeyinde bulunan materyale uygulanan işlemler sonrasında kemikle kaynaşacak duruma gelir ve diş kökü işlevini görür . Bu tedavi şu an diş eksikliklerinde altın standart tedavimizdir. İlk ağız içi uygulamaları 1955 yılında Branemark ve Ark. Tarafından tavşanlar üzerinde yapılan deneylerde tesadüfen , bu materyalin kemik ile kaynaştığını farketmiş ve konuyu daha detaylı araştırmıştır. Sonrasında günümüze kadar gelen implant süreci , teknoloji , mevcut materyaller ve araştırmalar ışığında ileriye gitmektedir.
Planlama süreci?
İmplant yapabilmek için , uzman hekimler tarafından ağız içi muayeneler , panoramik röntgen veya tomografi görüntüleri incelenir. Sistemik hastalıklar sorgulanır. Gerekli implant ve kron sayıları, gerekli materyaller belirlenir .
Ağız içi muayenede kemik durumu , mevcut ve komşu dişler , ağız hijyeni gibi birçok faktör değerlendirilir . İmplant temelinde bir titanyum vida olduğu için , yerleştirileceği bölgede tamamen kemiğin içinde kalmalıdır . Bundan dolayı kemiğin belirli bir boyuna ve genişliğine ihtiyaç vardır. Eğer ağız içi muayenede yeterli kemik seviyesi izlenemez ise , o bölgede augmentasyon dediğimiz kemik hacmini arttırma uygulamaları gerekir . Kemik seviyesi implantın ağız içindeki ömrü için en önemli faktördür. O yüzden iyi bir uygulama ile implant iyi bir kemiğin içine yerleştirilmelidir.
Mevcut ve komşu dişlerin çürükleri veya enfekte durumları söz konusu ise , implant uygulamasından önce bu problemler giderildikten sonra uygulama yapılmalıdır. İmplantlar cansız materyaller oldukları için bir savunma yapıları yoktur , yani herhangi komşu bölgelerden bir enfeksiyonun implanta ulaşması , implantın kaybı ile sonuçlanacaktır. Estetik görüntüyü etkileyen ön diş bölgelerinde ise ,uyumlu bir yapı inşa edebilmek için implantların pozisyonları , diş eti yükseklikleri gibi ekstra faktörlere de dikkatli bir yaklaşım ile planlama yapmak gerekir.
Ağız hijyeni , implant tedavisinde en önemli noktalardan biridir . Kendi dişlerimizde bulunan savunma mekanizması implantlarda bulunmadığı için , iyi olmayan ağız hijyeni kemik kayıplarına , kemik kayıpları ise implant tedavisi yapılmış hastalarda implantın kaybına sebep olacaktır. Eğer kemik kaybı şiddetli düzeyde gerçekleşirse , sonrasında o bölgeye tekrar implant uygulanamama ihtimali mevcuttur . Bunlardan ötürü ağız hijyenine kendi dişlerimizin olduğu zamandan çok daha fazla özen göstermeliyiz.
Muayene sırasında alınan röntgen ve tomografi görüntüleri, kemik seviyelerini ve dişlerin mevcut durumlarını göstermesi açısından önemlidir . Panoramik görüntüler 2 boyutlu röntgenler oldukları için fotoğraflara benzetebiliriz . Yeterli detayları vermediği durumlarda tomografi görüntülerine ihtiyaç duyarız . Tomografi görüntüleri 3 boyutlu röntgenlerdir . Güvenilirliği en üst seviyede olup ,kemikte istediğimiz detayları görmemizi sağlar. Bu görüntülerde kemiğin boyu , genişliği , kemik yapısı incelenir. Yakınlarda bulunan anatomik yapılar incelenir . Alt çenede yarım çeneyi kontrol eden sinirler ve mental sinir dediğimiz noktalar bizim için önemlidir. İyi ve dikkatli bir uygulama yapılmadığı takdirde geçici veya kalıcı sinir hasarı oluşma ihtimali düşük te olsa mevcuttur. Üst çenede sinüs boşlukları implanta uygunluğu açısından değerlendirilir. Eğer gerekli görülürse kemik hacmini arttıracak uygulamalar ile implant tedavileri uygulanır.
Planlama kısmı hastamızın sistemik olarak sahip olduğu rahatsızlıkları da kesinlikle içermelidir. Sistemik faktörler tedavinin başarısını ve sürdürülebilirliğini sağlamakta çok önemlidir . Diyabet hastalarına yapılacak olan uygulamalar için , 3 aylık şeker değeri olan HbA1c değeri bizim için referanstır. Bu değerin çok yüksek olduğu durumlarda , implantın başarı ihtimali önemli oranda düşmektedir . Yara yeri iyileşmesi ve kanlanma kaynaklı problemlerden ötürü implant uygulamasında başarı ihtimali düşer . Öncelikle diyabet açısından riski düşürüp , sonrasında tedavilerin yapılması tedavi başarısını önemli ölçüde arttırır . Kalp rahatsızlıkları , geçirilmiş operasyonlar , tansiyon problemleri kaynaklı alınan tedavilerde , ilgili alandan bir hekim ile konsülte edilip tedavi uygunluğuna karar verilir . Risk faktörlerini bilerek iyi bir planlama yapmak gereklidir . Gelişen ve değişen implant tedavileri bu faktörlerin olumsuz etkilerini gün geçtikçe gidermektedir .
Kaç implant yaptırmalıyım ?
İmplant tedavisinde sürdürülebilir bir yapı inşa ettikten sonra , iyi bir bilgilendirme ve takip ile başarılı tedavilere ulaşabiliriz . Tamamen dişsiz 1 çene için , kemiğin yapısına göre 4-8 implant yeterli olmaktadır . Burda kemiğin yapısı bizim için elverişli ise 6 implant üzerine bir çenede bütün dişlerinizi yerine koyabiliriz . Yani tamamen dişsiz bir ağız için 12 implant çoğu vakada yeterli olacaktır . Bunun haricinde ağız içi arka bölgelerde yeterli kemiğe ulaşamadığımız durumlarda All on Four dediğimiz bir çeneye 4 implantla yapılan sistemle de uygulama yapabiliyoruz. Kemik yapısının çok yumuşak olduğu durumlarda , alt yapıyı sağlamlaştırmak için implant sayısını da arttırmak gerekebilir. Bölgesel eksiklik olan vakalar için ise , tek diş eksikliklerinde tek implant yeterli olmaktadır . Bölgede eksik diş sayısı artmasıyla birlikte implant sayısı da artmalıdır . Uzun boşluk olan bölgelerde her diş yerine bir implant koyma zorunluluğu yoktur . Eksik olan bölge değerlendirilip ona uygun bir plan yapılır . Özetle sizin için hangi uygulamanın en doğru olduğuna planlamayı yapan hekiminiz karar vermelidir .
CERRAHİ UYGULAMA SÜRECİ
Planlama aşamasından sonra , gerekli hazırlıklar yapılıp cerrahi uygulama yapılır . Uygulama lokal anestezi ve genel anestezi uygulamaları ile yapılabilir . Çoğu klinikte bulunmayan genel anestezi uygulaması , kliniğimizde uzman anestezi doktorumuz ve anestezi teknikerlerimiz eşliğinde uygulanabilmektedir . İki uygulamada da ağrı seviyesi minimum düzeydedir . Lokal anestezi ile yapılan uygulamada , implant yapılacak bölge lokal anestezilerle uyuşturulur ve sonrasında işleme başlanır . Cerrahi girişimler ve implant uygulaması için o bölgeye uygulanacak lokal anestezi yeterli olmaktadır . İşlem süresi bir implant için ortalama 5-15 dakikadır . Eğer bölgede yapılacak ekstra işlemler mevcut ise bu süre uzayabilir . Anestezi sonrası bu bölge implant uygulanacak şekilde hazırlanır. Sonrasında implant yerleştirilir ve bölge protez için hazırlanır . Lokal anestezi sırasında o bölgede çalışılması ve hafif bir baskı hissi dışında bir his söz konusu değildir. Anestezinin etkisi 2-3 saat sürmektedir . Sonrasında talimatlara dikkat edilirse ağrısız bir süreçtir . Genel olarak toplumumuzda hakim olan diş hekimi korkusu , bulantı refleksleri ve işleme karşı kaygı duyulması gibi süreçlerde , genel anestezi ile de tedavilerinizi tek seansta bitirebilmekteyiz . Bu süreçte tamamen uyku halinde 3-4 saatlik bir süreçte hiçbir his olmadan tedavileri tamamlıyoruz. Sonrasında uyandırılma sürecine giriyoruz. Tamamen uyku konforunda bir uygulama tercih etmek istediğinizde bu imkanı kliniğimizde bulabilirsiniz .
Cerrahi sonrası süreçte dikkat etmemiz gereken durumlar söz konusudur . Bunlar
- Anestezi etkisi geçene dek 2-3 saat yeme içmeden uzak durmalıyız
- Uygulamanın yapıldığı gün çalkalama , tükürme gibi ağız içerisinde vakum yapacak hareketlerden uzak durmalıyız. Çünkü bu hareketler iyileşme için orda oluşan pıhtının atılmasına bağlı olarak kanamaya sebep olacaktır .
- Reçetede yazılan antibiyotik , ağrı kesici ve gargaraların talimata uygun olarak kullanılmasına özen göstermeliyiz.
- Uygulama sonrası kemik içerisinde işlem yapılmasına bağlı olarak şişlikler oluşmaması için 3-4 saat buz uygulaması implant yapılan bölgeler için önemlidir. Buz uygulanırken 10 dakika aralıklarla uygulama yapmak gerekir , aksi taktirde ilgili bölgede buz yanıkları oluşabilir .
- Hafif bir şişlik , bir sızı hissedilmesi o bölgede uygulama sonrası normaldir. Geçici bir süreçtir.
- İşlem sonrası ağız içinde uygulama yapılan bölgelerin temizliğine dikkat edilmelidir . Verilen gargaralar uygun şekilde kullanılmalıdır . Bölgeye 2-3 gün sonrasında yumuşak bir fırça ile temizleme yapılmalıdır . O bölgede temizlik yaraların hızlı iyileşmesi için çok önemlidir. Yemek artıkları gibi bileşenler yara iyileşmesini geciktirip ağrı hissetmenize sebep olabilir.
- Eğer dikişlerin alınması gerekliyse 7-10 gün aralığında dikiş alımına gelmek zorunludur. Aksi taktirde dikiş ipleri o bölgede enfeksiyon odağı olabilir.
- Yara iyileşme sürecinde çok sıcak , çok soğuk yiyecek ve içecekler tüketmeyin , yumuşak besinler tercihiniz olmalı . Yara bölgesinde tahriş oluşma ihtimali ağrı ile size geri dönebilir.
- Yara bölgelerini çekiştirmek dikişlerin açılmasına sebep olabilir. Bundan kaçının.
- Sigarayı 1 hafta süre boyunca içmeyin , o bölgede iyileşme için kan hücreleri olmalıdır . Sigara kanamayı azalttığı için yara iyileşmesini olumsuz etkiler . Bu süreç implant kaybı ile sonuçlanabilir .
ÜST YAPI SÜRECİ
İmplant uygulaması başarı ile gerçekleştikten sonra , daimi dişlerin ağız içine takılabilmesi için implantların başarılı bir şekilde kemik ile kaynaşması gereklidir . Bu normal uygulamalarda 10-12 haftalık bir süreçtir . Eğer kemikle ilgili ekstra uygulamalar yapılırsa bu süreç 6 aya kadar uzayabilir. Tabii ki bu süreci dişsiz bir şekilde geçirmek hastalarımız için zordur . Bu yüzden işlem yapıldıktan sonrasında implantlardan yeterli kemik bağlantısı alınırsa , hemen uygulama sonrası ağız içinden ölçü alınıp , bir gün sonrasında geçici dişler takılabilir. Bu geçici dişler PMMA denilen sert bir materyalden yapılır . Estetik olarak başarılı bir materyaldir . Çok şiddetli olmayacak şekilde çiğneme hareketlerine izin verir . Siz de bu bekleme sürecini dişsiz geçirmek zorunda kalmazsınız .
Daimi dişler sürecinde ise , implantlar süresini doldurduğunda üzerlerine ölçü parçalarını takarak bir daimi diş ölçüsü alınır . Bu ölçüler laboratuvarlarımızda diş formunda istenen materyale göre hazırlanır . Sonrasında ağız içinde uyumu açısından provalar yapılır , hekim ve hastanın değerlendirme ve geri dönüşlerine göre şekillendirilir . Sonrasında ağız içine yerleştirilir ve siz de özlediğiniz , özgürce gülebildiğiniz günlerinize geri dönebilirsiniz .
İmplant mı Köprü mü ?
Dünyada her alanda teknoloji ve araştırmalarla ilerleyen tedaviler , ağız ve diş sağlığı için de başarılı uygulamaların sayısını sürekli olarak arttırmaktadır . Bu bağlamda implant tedavileri de gün geçtikçe başarı oranlarını yükseltmektedir . Doğru bir materyal ve doğru uygulamalar ile implant tedavileri diş eksikliğinin tedavisinde altın standart olmuştur . Daha öncesinde diş eksiklikleri köprü sistemi ile çözülmüştür ancak bu işlemin uzun vadede başarısı implant kadar yüksek değildir . Köprü uygulamasında , bir diş eksikliğini yanında bulunan dişlerde bir kesim yaparak , o dişlerden destek alarak 3 üyelik bir köprü ile tedavi edilmektedir . Bu yapılan kesim işlemi ile dişi dış etmenlerden koruyan mine dokusunda aşındırma yapmamız gereklidir . Bu da söz konusu dişin ömrünü kısaltmaktadır . Aynı zamanda o bölgede 3 dişin karşı koyması gereken kuvveti artık oradaki 2 dişin taşıması gereklidir .
Aynı vakada eğer implant uygulaması yapılırsa , komşu dişlerde herhangi bir aşındırma yapılmasına gerek kalmadan , eksik olan dişin yerine uygulanacak implantla diş eksikliği mevcut formuna en uygun şekilde tamamlanmış olacaktır . Dişlerde madde kaybı da yaşanmadığı ve kuvveti paylaşabildikleri için sağlıklı olan dişlerin ömürleri de uzayacaktır . Zaman zaman maddi kaygılar sebebi ile hastalarımız köprü tedavisine yönelmek istemektedir . Uzun vadeli ve daha az girişimsel bir tedavi için , eğer şartlar da implant için uygunsa bu tedavi tercih edilmelidir.